Yeniden Refah Partisi İl Gençlik Kolları Başkanı Emre Turgut, İstanbul Sözleşmesi’nin, kapsadığı maddeler nedeniyle, siyaset, terör, ekonomi, tarım ve hayvancılık gibi temel meselelerden daha tehlikeli ve vahim olduğunu söyledi.
Yeniden Refah Partisi İl Gençlik Kolları Başkanı Emre Turgut ve Yönetim Kurulu Üyeleri basın mensupları ile bir araya geldi.
Programa, Yeniden Refah Partisi İl Başkan Yardımcıları Mehmet Karadağ, Ali Osman Tortum ve gençlik kolları üyeleri katıldı.
Turgut, basın toplantısında partisinin İstanbul sözleşmesi, Doğu Türkistan’da yaşanan gelişmeler ve son günlerde artan intiharlarla ilgili düşüncelerini anlattı.
İstanbul sözleşmesi ile Türk aile yapısının temeline dinamit döşendiğini belirten Turgut,”Kamuoyunu uzun zamandır meşgul eden, maalesef adını aziz milletimizin ecdadımızın çok büyük bedeller ödeyerek bizlere emanet bıraktığı Payitahtımız İstanbul’umuzdan alan “Üreme Şartı Olmaksızın Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İstanbul Sözleşmesi “Bu proje ülkemiz üzerinde bugüne kadar uygulamaya sokulan en tehlikeli projedir” dedi.
İstanbul Sözleşmesi’nin, kapsadığı maddeler nedeniyle siyaset, terör, ekonomi, tarım ve hayvancılık gibi temel meselelerden daha tehlikeli ve vahim bir durum olduğunu ifade eden Turgut, “Bu proje; aile yapımızı temelinden sarsacak,toplumda üçüncü bir cins yaratma amacı taşıyan, gizli ve sinsi planlanmış toplumsal cinsiyet eşitliği projesidir. Sinsice hazırlanıp uygulamaya sokulan bu proje, tam bir yıkım projesidir. İstanbul Sözleşmesi’nin nihai hedefi; inanç değerlerimizi yok etmek, en önemli ise de aile yapımızı çökertmek ve ailenin temel yapı taşlarını bozmaktır” diye konuştu.
“Kesinlikle bu hedef ve gayeleri taşımıyor”
“Eşitlik ilkesinden dem vurularak, eşitlik ilkesi manipüle edilerek, tüm cinsel eğilimlerin de eşit haklara sahip olması gerektiğine gizli vurgular yapılmaktadır” diyen Turgut ,”Şiddet gören, ezilen, mahrum bırakılan ve sömürülen kadının haklarını savunmakla ilgili pek çok kalabalık maddeden oluşan bu sözleşme, kesinlikle bu ulvi hedef ve gayelerin zerresini dahi taşımamaktadır. Dikkat ederseniz sözleşmenin başlığında, kadın hakları veya erkek haklarından değil, toplumsal cinsiyet haklarından, yani toplumdaki tüm cinsel eğilimlerin haklarından bahsedilmektedir. Eşitlik ilkesinden dem vurularak, eşitlik ilkesi manipüle edilerek, tüm cinsel eğilimlerin de eşit haklara sahip olması gerektiğine gizli vurgular yapılmaktadır. Bunu yapabilmek için de yöneticilerimize sözleşmeyi, üreme şartı olmaksızın toplumsal cinsiyet eşitliği şeklinde imzalatmışlardır” şeklinde konuştu.
İstanbul Sözleşmesinin Siyonistlerin ustaca algı operasyonu yapıp söz konusu sözleşmesi masum gösterdiğini açıklayan Turgut, “Acil önlem alınmaması durumunda ailenin ve toplumun çökeceğini belirtmek istiyoruz. Yalan uzmanı Siyonist çetecilerin ustaca yanıltmalarıyla, değişik kalıplar içerisine gizledikleri ve topluma sundurdukları bu dönüşümsüz tehlikenin, derhal fark ettirilmesi ve önlemlerinin derhal alınması gerekmektedir. Uluslararası Siyonist kaos çetelerinin dünya toplumlarının arasına, güçlü medya ve sözde aydınlar yoluyla sokuşturup propagandasını yaptırdıkları bu sözde haklar, bireylerde aidiyetsizlik duyguları yaşattikları gibi, etik ve ahlaki tüm değerlerimizi de alt üst etmek amacı taşımaktadır” dedi.
Prof.Dr.Necmettin Erbakan’ın “Bir milletin asıl gücü; tankı, topu, tüfeği değil imanlı ve inançlı evlatlarıdır.” “Topla tüfekle saldırmaya gerek kalmayacak” sözlerini hatırlatan Turgut, “Bu sözden yola çıkarak gerekli önlemlerin alınmadığı takdirde, Siyonist dış güçlerin hedeflerinin gerçekleşeceğini ve yozlaşmış, değer yargılarından mahrum bırakılmış bir topluma, bir gençliğe, artık topla tüfekle saldırmaya dahi gerek kalmayacak “Toplumu bir arada tutan en önemli yapı taşımız ailelerimizdir. Bu yüzden her fırsatta aile değerlerimiz üzerinden saldırılmaktadır” şeklinde konuştu.
Aile yapısının çökünce toplum da çökeceğine vurgu yapan Turgut konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Bir çok Hristiyan ülkenin karşı çıktığı imza atmadığı bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülke maalesef Türkiye olmuştur. Türkiye bu sözleşmeye attığı imzayı geri çekmelidir. Aklı başında tüm sosyal bilimcilerimiz, toplumumuzu, tüm yetkililerimizi bu gizli amaç konusunda bilgilendirmelidir. Bu gizli Siyonist yıkım projesine son verilmeli ve derhal dur denilmelidir.
Yeniden Refah Partisi Çorum Gençlik Kolları İl Başkanlığı olarak bizler bu önemli konuda, başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımızı, hükümetimizi, tüm siyasi partilerimizi ve toplumumuzun tüm katmanlarını bu konuda önlem almaya, iş birliği ve el birliğiyle beraber çalışmaya davet ediyoruz.
Doğu Türkistan’da Uygur Türkü kardeşlerimize Çin devletinin yapmış olduğu zulümle ilgili de görüşlerimizi ifade etmek istiyorum.
Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yönelik baskıların her geçen gün arttığına dikkat çekmek istiyoruz, “Zalim Çin’in asıl hedefi Doğu Türkistan’dan İslam’ı silmektir”
“Din kardeşlerimize tüm dünyanın gözü önünde açıkça zulmedilirken sistematik bir asimilasyon politikası tatbik ediliyor. Zalim Çin yönetimi, Uygur Türklerinin insanlık onurunu çiğneyip, Müslüman halkın haysiyetini ayaklar altına alıyor. Bir Müslüman olarak bunu asla kabul edemeyiz. Çin’in, Müslümanlara yönelik resmi politikası, İslâm’ı silmeyi ve İslâmiyet’e bağlılığı ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Zulüm her kimden gelirse gelsin karşısında olmak bizim şiarımız olmalıdır.
Namaz kılmanın, oruç tutmanın, özgürce seyahat etmenin, dinî eğitim almanın kısıtlandığı Doğu Türkistan topraklarında asimilasyon ve baskı politikaları aralıksız devam etmektedir. Uygurlar, yıllardır devam eden Çin işgali altında hayatlarından endişe ederek, en temel ihtiyaçlarından yoksun bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Doğu Türkistanlı mazlumlara şahidiz. Doğu Türkistan’daki yaşanan zulme karşı Cuma günü İhh’nın düzenlediği “Sessiz Çığlık” yürüyüşüne Gençlik Kolları olarak katılım sağladık ve zalim Çin’i protesto ettik. Programı düzenleyen Ihh’ya teşekkür ediyoruz. Tüm siyasi partileri Doğu Türkistan konusunda ortak hareket etmeye davet ediyoruz. Bu konuda ortak hareket etmemiz Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize sahip çıkmamız bir insanlık görevidir. Bu konuyla ilgili son olarak ‘nice Firavunlar devrildi, Doğu Türkistanlı mazlumların göz yaşı Çin’i de devirecektir Allah’ın izniyle’ diyoruz.
Güzel ilimiz Çorum’umuzda son günlerde yaşanan intihar olaylarıyla ilgili de şunları ifade etmek istiyoruz. Basında bu intiharların ekonomik sorunlar yüzünden yaşandığı şeklinde haberler çıkmıştır. Toplumun aile yapısının bozulması, boşanmaların artması, şiddet olaylarının artması, geçim sıkıntısının artmasının bu intiharların sebeblerinden olduğunu düşünüyoruz. Biz Yeniden Refah Partisi gençliği olarak bu intihar olaylarının ciddi şekilde tahlil edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Başta Aile bakanlığı olmak üzere, devletimizin ilgili kurum ve kuruluşlarının bu tür acı olayların bir daha yaşanmaması için gerekli çalışmaları acilen yapmasını bekliyoruz. Bu konunun takipçisi olacağımızı da ifade ediyorum.
Basın açıklamamıza katıldığınız için tekrar teşekkür ediyorum. Çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum, hayırlı günler” şeklinde konuşmasını tamamladı.